GRİP NEDİR?

Grip, “influenza” virüsünün çeşitlerinin insan vücudunda ortaya çıkardığı viral hastalıktır. Kişiden kişiye değişen şikâyetlerle seyreder. Yoğunlukla üst solunum yollarına yerleşmekle birlikte nadiren alt solunum yollarına da yerleşebilir ve yerleştiği alana göre burun akıntısı, boğazda takılma hissi, öksürük gibi tipik soğuk algınlığı şikâyetlerine sebep olur. Yaygın kas ağrısı ve halsizlik, griplerin ortak özelliğidir.

GRİP NASIL BULAŞIR?

Grip damlacık yolu dediğimiz yolla bulaşır. Solunum yolu salgılarında bolca bulunan virüs; hapşırık, öksürük gibi mevcut sıvıların vücut dışına atılması sırasında havaya karışır ve yaklaşık 3-4 saat kadar aktif olarak havada kalır. Bu sırada enfekte kişiyle aynı ortamda bulunan kişiler bu havayı soluduğunda virüsü vücutlarına almış olurlar veya benzer şekilde enfekte kişiyle ortak bardak, havlu vs. kullanımı da hastalığı kapmak için bir etkendir. Yani yayılım oldukça kolaydır. Okullar, hastaneler, toplu taşıma vs. gibi kalabalık ortamlarda tek bir kişinin hasta olması, geri kalan herkese hastalığın bulaşması için yeterlidir. Kişi, virüsü vücuduna kabul etmesiyle birlikte, şikâyetleri henüz gelişmemiş dahi olsa kısa sürede bulaştırıcı hale gelir. Bu yüzden örneğin okulda virüsü sıra arkadaşından kapan bir öğrenci eve gelip annesini öptüğünde, virüs annesine de bulaşmış olacaktır.

GRİBİN BELLİ BİR ETKİ SÜRESİ VAR MI?

Gribin etki süresi kişiden kişiye değişir. Değişimin temel sebebi kişinin sahip olduğu bağışıklık yani savunma sistemidir. Toplumda ortalama süre 5-7 gündür.

GRİP TEDAVİSİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Öncelikle çok iyi bilinmelidir ki grip dışında birçok hastalık da griple benzer şikâyetler gösterir. Örneğin Hepatit-A hastalığı bile gribe çok benzer şikâyetlerle geçirilebilir. Bu yüzden öncelikle hastalığın tanısının grip olduğundan emin olunmalıdır. Virüsleri öldürmek için piyasada antiviral başlığı altında bir takım ilaçlar bulunmakla birlikte, virüsler çok sık genetik değişime uğradığı için çoğu zaman bunların kullanımı yersizdir çünkü etkisiz kalma olasılıkları yüksektir. Antibiyotiklerin etkisi ise bakteriler üzerinedir, ama grip viral bir hastalıktır, yani gripte antibiyotiğin hiç bir yeri yoktur. Yani gribin tedavisi yok diyebiliriz. Tedavide iş, çoğunlukla kişinin vücuduna düşmektedir. Bu yüzden hasta, bütün enerjisini hastalığı yenmek üzere kullanabilmek adına sürekli istirahat halinde olmalı ve bağışıklığını kuvvetli tutmak adına iyi uyumalı, iyi beslenmeli ve stresten olabildiğince uzak durmalıdır.

GRİP HASTALIĞI ÖLDÜRÜCÜ OLABİLİR Mİ?

Grip hastalığı öldürücü olabilir. Zaten vücuda giren virüsün amacı vücudu ele geçirmek, onu kullanarak çoğalmaktır. Doğuştan ya da sonradan edinilen ve bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla giden hastalıklarda (AİDS gibi) vücut hastalıkla savaşamaz ve virüs kazanır. Benzer şekilde altta yatan kronik hastalığı olan bireylerde (hipertansiyon, diyabet, kronik böbrek yetmezlikleri vs.) savaş daha zor geçecektir.

GRİP HANGİ HASTALIKLARA DÖNÜŞEBİLİR?

Grip virüsünün yapabileceği hastalık sayısı sınırlıdır. Ancak kişi enfekte iken vücut savaş halindedir ve savaş halindeki vücutta organları fethetmek daha kolay olacağından, kişi zatürre, sinüzit, larenjit vs. gibi hastalıklara daha kolay yakalanır.

GRİP AŞISININ ETKİNLİĞİ HAKKINDA?

Grip aşısı zayıflatılmış influenza virüslerinin vücuda verilmesiyle vücudun virüse bağışıklık geliştirmesini hedefleyen bir uygulamadır ve oldukça başarılıdır. Ancak aşı hazırlanırken, o güne kadar piyasada hastalık yapmış virüsler kullanılır. Yani 2015’in Kasım ayında olduğunuz aşı, sizi 2015’in virüslerinden korur. Sonrasında genetiğini değiştirmiş virüslerden korumaz. Kısacası %80-85’lik bir koruyuculuktan bahsedebiliriz.

GRİP AŞISI HERKESE UYGULANABİLİR Mİ VE NE ZAMAN YAPTIRMAK GEREKİYOR?

Grip aşısı yaptırmak için en uygun zaman, salgınların en sık yaşandığı kış ayının hemen öncesidir. Kısaca sonbahar diyebiliriz. Sonrasında 15-20 gün içerisinde kişi bağışık hale gelir. Aşının uygulanmaması gereken durumlar da kişiden kişiye değişkenlik göstermekle birlikte, başlık olarak yeni doğan ve 9 aydan küçük bebekleri, gebeliğin ilk yarısındaki bireyleri, aşı duyarlılığı olanları, protein alerjisi olanları, bakteriyel enfeksiyon geçirmekte olan yüksek ateşli hastaları sayabiliriz.

GRİP AŞISI TEKRAR EDİLMELİ Mİ?

Aşı sizi geride bıraktığınız yılın virüslerinden korur. Sonrasında gelişecek yeni virüslerden korunmak için bir sonraki sene tekrar aşı olmak gerekecektir.

GRİP AŞISININ YAN ETKİLERİ VAR MI?

Tüm tıbbi uygulamalarda olduğu gibi aşı yaptırmanın da yan etkileri vardır. Ancak fayda/zarar ilişkisi kefeye konduğunda fayda kısmı fazlasıyla ağır bastığından birçok tıbbi ekol aşının yapılması taraftarıdır. En sık görülen yan etki, aşı sonrası kişinin 1-2 gün süreyle kendisini kırgın hissetmesidir. Bunun sebebi vücudun, duyarlılığa giden yolda çok hafif bir savaş halinde olmasıdır. Aşı bölgesinde kızarıklık ve hafif şişlik gelişebilir. Uygulamanın yeterince hijyenik olmadığı durumlarda bu tabloda morluk, akıntı ve şiddetli ağrıyla seyredebilir.

GRİP HASTALIĞI BAKIMINDAN RİSK GRUBUNDA KİMLER YER ALIR?

Birincil risk grupları şunlardır:

  • 65 yaş ve üstündeki kişiler (özellikle huzur ve bakım evlerinde kalanlar)
  • Kronik hastalığı olanlar: Kalp damar sistemi hastaları; akciğer, karaciğer ve böbrek hastaları; romatizma hastaları, diyabet hastaları ve endokrin sisteme ait hastalıkları olanlar
  • Bağışıklık sistemleri baskılanmış kişiler: Kanser hastaları, organ ve kemik iliği nakli yapılanlar
  • 6 aydan büyük çocuklar
  • Uzun süreli aspirin tedavisi alan çocuklar ve gençler
  • Hamileler (ilk üç aydan itibaren) ve emziren anneler.