Greyfurt: Vitamin, protein, lif, mineraller ve folatlar açısından oldukça zengindir. C vitamini açısından oldukça zengindir. B12 ve D vitaminleri bulunur. Ayrıca magnezyum, potasyum ve kalsiyum bakımından da zengindir.

Pırasa: Magnezyum, potasyum, folik asit sayesinde sinir sisteminin sağlıklı işlemesi için önemli bir sebzedir. Folik asit içerdiği için bebeklerde beyin hasarını önler ve hafızayı güçlendirir.

Kereviz: Yıllara dayanan bilindik köklü bir sebzedir. İçerdiği yüksek sıvı miktarı ile vücudun günlük sıvı oranın yüzde 25’ini karşılamaktadır. Kış aylarında tüketilmesi gerekmektedir. Özellikleri yaprakları ve sapları mide duvarını güçlendirme özelliği vardır. Mide yanması ve ekşimesi gibi şikâyetleri olan kişiler kereviz tüketimi yaptıklarında problemleri azalmaktadır. İltihaplarla savaşma özelliği vardır. İdrar yoluyla iltihabı dışarı atılmasını sağlar. Kereviz karaciğer dostudur. Diyet yapanlar için çok uygun bir sebzedir. Kan basıncını (hipertansiyon) ve kolesterol düşürme özelliği vardır.

Beyaz lahana: Ülkemizde her yerde bulunan bu sebzeyi, her mevsimde bulabilmek mümkün hale gelmiştir. Eski toplumda ilaç niyetine kullanılan sebze, tıp sektöründe ciddi bir yeri vardır. Beyaz lahana oldukça düşük kaloride bir sebzedir. Bol miktarda lif, protein, folat, C ve K vitamini açısından zengindir. Aynı zamanda kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor ve çinko içermektedir. 100 gramı 25 kkcal’dır. Fakat coumadin gibi kan sulandırıcı ilaç kullananlar bu tür K vitamini içeren sebzelere dikkat etmelidirler.

Brüksel lahanası: İçeriğinde kanser mekanizmaları üzerinde potansiyel etkilerinin olabileceğini belirtilen sülforafan isimli besin bileşeni bulunmaktadır. Ayrıca protein, lif, A,C,K vitaminleri, bakır, demir, manganez, potasyum mineralleri bakımdan zengin bir besin değerine sahiptir. Kolesterolün düzenlenmesinde, kemik sağlığında, göz sağlığında, kalp ve damar sağlığında, anti- kanserojen zararları ise gaz yapıcı özelliği bilinmektedir. Ülser gibi mide rahatsızlıklarına sahip dikkat etmelidir. Guatr hastalarının tüketmemesi gerekmektedir. Guatrojenik bir besindir.

Balkabağı: Yüksek su oranı ve lifli olması nedeniyle hem hafif hem de besleyici bir besindir. İçerdiği potasyum, magnezyum, çinko, demir, kalsiyum, fosfor ve vitamin bakımından oldukça sağlıklı bir besindir. Vücuttan toksinleri atmaya yardımcı olur. Tok tutma özeliği vardır ve kolay kilo vermeye yardımcı olur, cildin yenilenmesine ve kırışıklıkların azalmasına yardımcı olur. Rahatlatıcı etkisi vardır. Özellikle çekirdeklerini tüketmek rahat bir uyku uymanızı sağlar. Basur ve hemoroite iyi gelir. Balkabağının bilinen çok fazla zararlı etkileri yoktur. Fakat her şeyin olduğu gibi balkabağının da aşırı tüketilmediği sürece yan etkileri yoktur. Fakat normalden fazla tüketildiğinde vücudunuzda fazla A vitamini depolanmasına sebep olacağı için tüketiminde aşırıya kaçmamak gerekmektedir.

Muşmula: Muşmulanın kalsiyum, demir, fosfor, potasyum içermesinin yanı sıra askorbik asitte içermesi sebebiyle vücuda çok faydalıdır. Serinletici olması sayesinde vücuda ferahlık verir. Antioksidan özelliği sayesinde zararlı toksinleri yok eder. Muşmula yaprağı ekstresi bağışıklık sistemini güçlendirir, vücuda güç verir. Diyabet yani şeker hastalığı olanlar da bu şifalı meyveyi tüketmelidir. Depresyona iyi gelmesi de muşmula faydaları arasındadır. Kusma, mide bulantısını önlemede de yardımcı olur. Ayrıca bel ağrılarına çok iyi gelir. Ağrıları hafifletici özelliği de vardır. Gut hastaları da bu faydalı meyveyi bolca tüketebilirler. Fakat yüksek tansiyon hastalarının daha az tüketmelerinde fayda var.

Kivi: C ve E vitamini içermektedir. Soğuk algınlığına ve hava değişimlerinde kullanılabilir. Ayrıca çocuk gelişimine de destek verir. Günde 2 adet kivi yerseniz neredeyse günlük C vitamini ihtiyacınızı karşılayabiliyorsunuz. Yüksek oranda lif içerir. Potasyum açısından oldukça zengindir. Kemik gelişimi için etkilidir. Bol miktarda C vitamini ve E vitamini bulundurmaktadır. Enerji değeri yüksektir. Kalsiyum, potasyum, Çinko, Şeker, Protein, Lif ve Folat içerir. Kivinin yararları olduğu gibi bazı zararları da bulunmaktadır. Gastrit, ülser ve mide problemi olan tansiyon hastası ve şeker hastaları bu meyveyi tüketirken bir hekime başvurmalıdırlar. Ayrıca alerjisi olan kişiler de kivi tüketmeden hekime danışmalıdır.

Ayva: Ayva glisemik indeksi düşük bir meyve, yani kan şekerinizi çok hızlı yükseltmiyor. Dolayısıyla diyabetiniz varsa veya diyet yapıyorsanız ayvayı rahatlıkla tercih edebilirsiniz. Ayva ayrıca öğünlerde tercih ettiğinizde lifli yapısı sayesinde tokluk sürenizi uzatarak zayıflamanıza yardımcı oluyor. Diyette tatlı alternatifi arıyorsanız ayvayı haşlayıp ya da buharda pişirerek lezzetli tatlılar hazırlayabilirsiniz. Ancak ayvanın büyüklüğüne dikkat etmelisiniz. Ayvanın porsiyonu, büyük boy bir ayvanın yaklaşık yarısı kadardır. Ayva günlük C vitamini ihtiyacınızın 4’te 1’ini karşılayarak patojenlere, virüslere ve bakterilere karşı vücudunuzu koruyor. Gün içinde tercih edeceğiniz 2 veya 3 porsiyon ( ihtiyacınıza göre değişiyor) meyvelerden birini ayvadan yana kullanabilirsiniz. Ayvadaki yüksek demir içeriği sayesinde kan hücrelerinin üretimi artıyor. Anemi problemi yaşıyorsanız ayva demir tüketimini arttırmak adına iyi bir alternatif olabiliyor. Ayva lif bakımından zengin bir içeriğe sahip bir meyvedir. Ancak aşırı tüketildiğinde ishal yapıcı özelliği ortaya çıkabilir. Bu gibi sorunu olan kişilerin ayva tüketimini ertelemesi gerekir. Çünkü ayva var olan ishal problemini daha da şiddetlendirebilir. Dolayısı ile vücudun aşırı sıvı kaybetmesine yol açar. Hipertansiyon hastaları için de tavsiye edilmeyen bir meyvedir.